You are here:
dr.meliz gallery
meliz-galeri
Op. Dr. Meliz Onbaşıoğlu

SUDA DOĞUM

Son 30 yıl içinde suyun doğumda kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır.

Suyun rahatlatıcı ve ağrı giderici etkileri nedeniyle doğumun açılma evresinde duşa veya su dolu küvete girmek suretiyle kullanılmasıdır.

Su havuzunun bebek doğumundan önce kullanılması suda doğum, bebeğin suyun içine doğduğu durumlar ise suya doğumdur.

Suda doğum doğal doğumun bir parçasıdır.

Doğal doğum felsefesinin ana başlıkları

  • Doğumun kendiliğinden başlaması
  • Aç kalınmaması (mümkünse)
  • Rutin müdahalelerden kaçınılması
  • Gebeye kasılmalar sırasında hareket, doğum anında ise pozisyon serbestliğinin verilmesi
  • Kesintisiz, birebir duygusal ve fiziksel destek sağlanması (ebe ve gerekirse ‘doula’ların -yani sağlık eğitimi almamış doğum destekçilerinin- anne adayının yanında olması)
  • İlaç dışı rahatlatıcı alternatif tekniklerin uygulanması
  • Doğum sonrasında anne ve bebeğin bir arada tutulması, ten tene temasın (hatta baba ile de) kesintisiz devam ettirilmesidir.

Doğumlarda fiziksel ortam çok önemlidir. Farklı duyularımızın farklı yöntemlerle zenginleştirilmesinin doğuma pozitif yönde katkısı olabileceği vurgulanmaktadır.

  • Etkin masaj ile dokunma duyusu
  • Loş ışıklandırma ile görme duyusu
  • Sakinleştirici müzik ile işitme duyusu
  • Aromatik kokular ile koku duyusu
  • Taze gıda ile tat duyusu
  • Konuşma dilimizde seçtiğimiz olumlamalar ile moral ve motivasyonumuz arttırılabilir.

Suyun vücudumuzdaki etkileri

  1. Ilık su, vücutta doğal ağrı kesici hormonların seviyesini arttırdığı için kasılmaların ve ağrıların yoğunluğu ve şiddeti suda daha az hissedilir.
  2. Ilık su, kasları  ve kasların kemiğe bağlandığı yapılar olan tendonları gevşetir, pelvik ve vajinal kas spazmlarını azaltır.
  3. Ilık su ile kan damarları gevşeyeceği için rahme dolayısıyla da bebeğe giden kan akımında ve oksijenlenmede artış olur.

Suda/Suya doğum hangi gebeler için uygundur

  • 37-42. gebelik haftasındaki gebeler
  • Tekil ve baş geliş bebek taşıyan gebeler
  • Anne ve bebek açısından patoloji saptanmayan gebeler
  • Bebek kalp atımları normal olan gebeler

Suda/Suya doğumun sakıncalı kabul edildiği durumlar

  • 37. hafta öncesi veya 42. hafta sonrası gebelikler
  • Tansiyonu yüksek gebeler
  • Gebelik şekeri olan veya Tip 2 diyabeti olan gebeler
  • Makat gelişler
  • Daha önce sezaryen operasyonu geçirmiş gebeler
  • Doğum esnasında amnion sıvısının koyu mekonyumlu saptanması (bebeğin dışkısını yapması)
  • Genital bölgede aktif herpes (uçuk) veya benzeri viral enfeksiyonu olan gebeler (bulaş riski nedeniyle)
  • Ciddi vajinal kanaması olan gebeler
  • Annenin vücut ısısının 38 dereceden fazla olması
  • Su kesesinin açıldıktan sonra 12-24 saat geçmesine rağmen doğum başlamamışsa (enfeksiyon riski nedeniyle doğumun başlatılması gerekir)
  • Doğumun başlatılması ve hızlandırılması gereken durumlar
  • Annenin ishal olduğu durumlar

 

SUDA/SUYA DOĞUM NASIL YAPILIR

  • Suya girmenin tavsiye edildiği zaman aktif doğum başladıktan sonrasıdır yani rahim ağzının 4-6 cm açıldığı dönemdir
  • Suyun ısı derecesi 36 derecelerde tutulur
  • Annenin vücut ısısı 38 dereceyi geçmemeli, bu yüzden saat başı annenin nabzı ve vücut ısısı ölçülmelidir
  • Bebek kalp atışları aralıklarla el doppler cihazı ile kontrol edilir
  • Tüm süreçte doğum yardımcıları ve eşler genellikle suyun dışında, havuz kenarında anneye yardımcı olurlar, isteyen babalar havuza da girebilir
  • Bebeğin başı sudan çıktıktan sonra tekrar suyun içine asla girmemelidir. İlk solunum bebeğin başı ve göğsü sudan tamamen çıktıktan sonra, ciltteki ısı farklılıkları sebebiyle yüz ve gövdenin soğuk hava ile teması sonrası başlar. Ayrıca kordonun kesilmesi ile bebeğin kanındaki oksijen seviyesinin ani düşmesi de solunumu uyarır
  • Bebek doğduktan sonra üzerine havlu örtülerek anne ile ten tene temas sağlanır
  • Göbek kordonu 1-3 dakikada kesilir.

 

SUDA DOĞUMDA OLASI RİSKLER

Yenidoğan enfeksiyonu: Bakteriler kirli sudan veya doğum sırasında annenin dışkısını tutamaması sebebiyle suya karışırlarsa suyu kirletebilirler, bu bakteriler ağız, burun, göz yoluyla bebeğe geçebilirler.

Suyun bebek tarafından yutularak akciğere kaçması: Bebeğin yüzü hava ile temas etmediği sürece nefes alma refleksi uyarılmaz, bu ancak normal gitmeyen durumlarda görülebilir.

Vajinal yaralanma ve sıyrıklar: Suda doğumlarda perineye kesi (epizyotomi) yapılmadığından hafif derecelerdeki cilt ve cilt altı yırtıklar daha fazladır.

Doğum sonrası kanama: Suda doğumlarda olası kanamanın daha az fark edilebilmesi söz konusudur.

Yukardaki riskler ile ilgili olarak; riskleri bilmek, modern tıbbın olanaklarından faydalanarak, modern tıptan ödün vermeden bu risklere karşı önlem almak, gerekirse de hızlı müdahale etmek önemlidir. Bebek ve anne sağlığının her şeyden önce geldiği ve en öncelikli konu olduğu tartışılmazdır.

 

 (Yukarıdaki bilgiler Dr. Selçuk Somer’in “Suya Doğum” kitabından faydalanarak yazılmıştır)

 

 

SORULARINIZI İLETİN